Dünyanın giderek daraldığı, zorlandığı ve her canlının etkilendiği bir dönemi yaşıyoruz. Her ne kadar makinalaşmış olunsa bile dünyamız öylesine bir döneme geldi ki, her sektörün eninde sonunda insana bağlı bir durumda olduğu kanıtlandı. Konumuz elbette çok yaygın olarak son yıllarda ciddi önem kazanmış olan turizm…
ATURJET Yönetim Kurulu Üyesi Nilgün Şirin, turizm sektöründe bir elin parmaklarını geçmeyecek kadar ikinci kuşağın işin başında olduğu acentelerden Tura Turizm’in Yönetim Kurulu Üyesi Leyla Öner Günçavdı ile bir söyleşi gerçekleştirdi. Uzaktan erişim ile yapılan söyleşide turizmin dünü, bugünü ve yarını ile ilgili önemli ipuçları çıktı. İşte, sorularımız ve aldığımız cevaplar:
Ülkemizdeki turizm gelirinin genel bütçedeki yeri nedir ve ne kadarı gemi turizminden elde edilir?
Türkiye’nin turizm geliri, 2019’da bir önceki yıla göre yüzde 17 artarak 34 milyar 520 milyon 332 bin dolara yükselirken; Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın açıklamasına göre, Türkiye’nin turizmde yeni bir rekor yılını geride bırakarak 2019’da toplam 51,7 milyon ziyaretçi ağırladığı belirtilmiştir. Bu rakamlara göre Türkiye, turizm gelirleri sıralamasında dünyada 14. sırada yer almakta.
Turizmin ekonomideki yeri tartışılmaz. Türkiye’nin ithalat ve ihracat arasında oluşan bütçe açığı, turizm gelirlerinin artmasıyla dengelenmeye çalışılmaktadır. Turizm sektörünün emek yoğun bir sektör olması nedeniyle otomasyona geçme olanaklarının oldukça sınırlı olmasından dolayı bu sektörde emek gücüne olan ihtiyaç, azalmanın aksine artarak istihdam sorununa çözüm getirmek adına ekonomimizde ana rolü üstlenmektedir. Turizm sadece ülkenin iş sorununa çözüm getirmekle kalmamaktadır, ödemeler dengesine de büyük katkılar sağlamaktadır.
Kruvaziyer turizmi ise bu genelin içinde oldukça önemli bir pay almaktadır. Özellikle 2016 yılında itibaren güvenlik sorunları ile tehdit edilen ülkemize gelen gemi seferlerinde ciddi bir düşüş gözlenmiştir. Kruvaziyer sektörünün 2015 itibari ile turizm sektörünün genelindeki payı yüzde 10’larda seyretmektedir. Ancak bu noktada kruvaziyer sektörünün dünya genelinde hızlı büyümesi göz ardı edilmemelidir. Türkiye için de bu sektör, 2020-2025 yılları arasında yüzde 200 artış beklenen ve pastadaki payını arttırması en muhtemel turizm alanı olarak nitelendirilebilir.
Hizmet verme konusunda ileriye dönük bilginiz dâhilindeki projeler nelerdir?
Bu o kadar bilinmezi barındıran bir soru ki… Yine de tahmin yürütmek gerekirse bence arttırılmış gerçeklik teknolojileri, yapay zekânın turizmde devreye girmesi ve insanların az sürelerde daha çok deneyim elde edebilecekleri platformlar ön planda olacak. Teknolojinin turizme de damga vuracağı bir gerçek. Akıllı oteller, teknolojik çözümler ve en hızlı erişim, bence kilit değişkenler olacak. Elbette yaşanan pandemi sonrası alınacak sağlık güvenliği tedbirleri tamamen değişecek ve farklı kavramlara alışacağız. Hijyenin, denetimlerin tavan yapacağı bir döneme girdiğimiz aşikâr. Elbette ki gelecekte tatil kavramı yerini deneyim kavramına bırakacak diye düşünüyorum. Proje anlamında ise TTYD’nin Çanakkale’den Mersin’e dek tüm Ege ve Akdeniz sahillerini içeren “Turizmde Dönüşüm” senaryosu gerçekten takdire şayan… Sadece deniz-kum-güneş konseptini geride bırakarak 12 ay boyunca kültür, yeme içme, 3. yaş turizmi, sanat ve tarımı da içinde barındıran, sürdürülebilirlik esasını baz almış bir proje…
Gemi turizminde iptal edilen programlardan dolayı geri ödeme programları başlamış durumda. Bu şirketlerin sağlık konusunda önlemler alındıktan sonra program değişiklikleri nelerdir? 2020 yılında Türkiye limanlarının şansı nasıl gözüküyor?
Şu aşamada gemi firmalarının hedefleri, temmuz ayında seferlerini tekrar başlatmak. Ancak şu bir gerçek ki gemi firmalarının tekrar faaliyete geçmesi, sadece onların dileği ile gerçekleşemeyecek kadar karmaşık. Uçuşların başlaması ve gidilen ülkelerdeki pandemiye karşı alınan sıkı önlemlerin bitmesi, bu kararın öncesinde olması gereken durumlar. Gemi firmalarının tümü, şu an itibari ile mayıs ayının gidişatına göre karar verecek şekilde planlama yapıyorlar. Elbette gerek mürettebat gerekse yolcu için alınacak sağlığa uygunluk ve güvenlik önlem paketleri de hızla evriliyor. Bu anlamda, 2020 yılının son çeyreği için tüm paydaşlar umutlu. Bu dönem için ülkemize gelmesi muhtemel seferlerde bir artış olmasının da özellikle İtalya ve İspanya’daki mevcut durum ve algı nedeni ile muhtemel ve beklenen bir durum olduğunu düşünüyorum.
Her sektörde olduğu gibi turizm sektöründe de işsizlik büyük bir sorun… Örneğin, Ege’de ve güneyde birçok otel açılmıyor. Incoming hizmeti veren yetişmiş ve tecrübelenmiş, sertifika almış rehberler, otel hizmetlerinin değişik kademelerinde çalışıp tecrübelenmiş ve taşımacılık hizmeti vermiş elemanların gemilerde hizmet verme konusunda şansları olabilir mi?
Bu dönemde gemi firmalarının yaşadığı en büyük sorun, hazırlıksız yakalanılan bu talihsiz durumda personelleri ile ilgili almaları gereken önlemler ve tedbirler oldu. Şu an mürettebatın yüzde 80’i ülkelerine sevk edilmiş durumda, geri kalan yüzde 20 ise gemilerde halen görev yapmakta. Takdir edersiniz ki kısa vadede yeni işe alımlar o kadar da kolay olmayacaktır. Ancak diğer yandan da tersanelerde tamamlanma ve suya inme aşamasındaki pek çok mega gemi için elbette istihdam gerekecek ve işte bu aşamada bence Türk kalifiye personel için pek çok imkan bulmak mümkün. 2021 yılında bu ihtiyacın hızla artacağı bir gerçek ve farklı statüler için Türk iş gücü ideal bir alternatif olacaktır.
Gemilerde çalışanların ciddi bir kısmının Uzakdoğulu olmasından ve virüsün anavatanının Çin olmasından dolayı işe alma politikasında değişme olabilir mi?
Bu konuda pandemi dünya çapında bir boyuta ulaştığı için bence milliyet anlamında bir değişiklikten ziyade mürettebatın sağlık kontrolleri ve talep edilen ön rapor ve belgeler değişecek. Asya kökenli personelin farklı bir dezavantajı olacağını düşünmek doğru olmayacaktır kanımca.
Gemi turizmi için Akdeniz vazgeçilmez bir destinasyon… Bölgede hangi limanların şansı var ve sebepleri?
Akdeniz çanağı her zaman en gözde destinasyon oldu ve olmaya da devam edecek. Bunun nedeni ise elbette sır değil; sunduğu çeşitlilik, kültürel zenginlik ve yine bahsedilmesi gereken unsur, size yaşatmayı vadettiği sonsuz deneyimler… Bu anlamda bence Türkiye, Akdeniz’in parlayan yıldızı olmaya ilk namzet. Hırvatistan, Yunanistan ve yine adalar ise bence diğer alternatif adaylar… Batı Akdeniz’in yerini Doğu Akdeniz ve Adriyatik alabilir diye düşünmek, bence çok da hayalperest bir düşünce olmaz. Zira algı ve talep açısından Doğu Akdeniz revaçta…
Galataport projesinin her ne kadar Bakan Bey tarafından yıl içerisinde bitirileceği söylense de pek gerçekçi gözükmüyor. Gemi trafiği başlarsa ne gibi alternatif çözümler düşünürsünüz?
Galataport bir mega proje ve İstanbul bir yana ülkemiz kruvaziyer turizmi için belki de anahtar liman… Galataport projesi itina ile ve gerçekten çok büyük emekler ile bugüne kadar geldi. Normal şartlarda şu an faal olması ve gemilerin yanaşması beklenen bir zamandayız. Proje liman hizmeti verebilme anlamında zaten son aşamada ve pandemi sorunu biter bitmez gemileri karşılamak üzere hizmete geçecektir. Şu an için başka bir alternatifi olmadığı gibi elimizdeki en değerli pazarlama enstrümanı olduğunu da söyleyebilirim. Şehrimize layık ve gelen gemilere gerektiği gibi hizmet verilebilecek bir liman olacağına inancım tam…
Yaşanan pandemi ile birlikte gemi müşteri portföyü nasıl bir değişiklik gösterebilir ve Türkiye olarak şansa dönüşmesi söz konusu mudur?
Gemi müşterisi her ne kadar 60+ olarak düşünülse de geçtiğimiz son 10 yılda bu yaş 50’lere kadar düşmüş durumda. Dolayısı ile bence gereken sağlık raporlarını sunabilen herkes gemilerde seyahat edebilecek. Elbette 3. yaş grubu için gemi belki de ilk tercihleri olmayabilir, ancak bu durumun geçici olacağı ve normalleşen hayat içerisinde dengelerin yerine oturacağını ümit ediyoruz. Türkiye’den yurt dışına gemi ile giden müşteri profili için bence farklı pek çok fırsat oluşması, gerek fiyat gerekse kontenjan açısından çok mümkün…
Bu seneye kadar gemi indi bindileri Yunanistan’da yapılırdı, bunu İstanbul’da gerçekleştirmek ve İstanbul otellerini bir nebze de olsa hareketlendirmek mümkün mü?
Galataport tam da bu amaca hizmet etmeyi amaçlayan bir proje… İndi bindi için gereken her iki faktör de gerek ulaşım kolaylığı, gerek indi bindiye uygun bir liman, gerekse yeterli konaklama kapasitesi; bunların tümünün birleştiği, dünyanın merkezi İstanbul, bence çok yakında dediğiniz gibi indi bindi gemileri ile canlılık kazanacak. İnancımız ve ümidimiz bu yönde…